Bir sanatçı ki tüm yaşamını müzik üzerine kurmuş. Yorumladığı parçaların sözlerini kendisi yazar, bestelerini kendisi yapar…
İki yıl gibi kısa bir sürede büyük aşamalar kaydederek müzikseverlerin kalbinde taht kuran Sezen Aksu, Hafif Batı Müziği alanında bir olay olarak nitelendirilebilir. Sanatçının Hafif Batı Müziği piyasasında kendini kabul ettirmesinin nedenleri başında hiç kuşkusuz, seslendirdiği parçaların bestecisi, söz yazarı ve yorumcusu olması geliyor. Bunlara fotoğraf ve çekimlerde iyi görüntü vermesini de eklersek, Sezen Aksu’yu tanımlamış oluruz.
İlk plağın getirdikleri
Tüm çocuklar gibi o da müziği seviyordu… Yıllar geçti, Sezen Aksu büyüdü. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde öğrenimine başladı… Ama gönlünde yatan aslan müzikti… Fakültenin ikinci sınıfından ayrılarak müzik çalışmalarına başladı.
Sezen Aksu’nun ilk plağının yapılması 1974 yılına rastlar. İzmir‘de bir stüdyoda iki reklamcı arkadaşının gönderdiği band, İstanbul’daki şirket tarafından beğenilerek, “Haydi Şansım” ve “Gel Bana” başlıkları altında 45’lük yapılır…
Sezen Aksu o günü hiç unutmuyor;
“Plağın piyasaya çıkacağı gün sabaha dek gözüme uyku girmedi. Gözlerimin önünden, plak satış mağazalarının vitrinlerine asılmış plaklarım gitmiyordu. Artık sık sık plak satış dükkanlarına gidip, plağın satıp satmadığını sorar oldum. Ama aradan geçen günler bana beklediğimi getirmedi… Plağım satmıyor, plak şirketi de beni aramıyordu…”
Sezen Aksu mücadeleye devam etti. Yeni girişimler yapmak için çırpınırken, İzmir’de tanıştığı bir plak deposu müdürü, İstanbul’daki tüm plak şirketleri ile ilişki kurdu ve 1975 yılında bir plak şirketiyle anlaşma sağlandı. Böylece “Yaşanmamış Yıllar“ ve “Kusura Bakma” adlı parçaların yer aldığı 45’lik piyasaya çıktı. Artık müzikseverler İzmir’den yükselen sesi, Sezen Aksu’yu tanıyordu.
Sezen Aksu; Sevilmek güzel bir duygu
Yılmadan başarılı bir şekilde çalışması, Sezen Aksu’nun başarı çizgisini yükseltti. 29 Kasım 1977 tarihinde soyadını taşıdığı Engin Aksu’dan boşanması, özel yaşamında çok şeyler kaybettirirken, duygularını dile getirdiği şarkı duyulduğu anda beğeniyle karşılandı. “Kaybolan Yıllar”da şöyle diyor şarkıcı;
“Dönüşü yok, beraberce karar verdik ayrılmaya
Alışmalı arkadaşça yolları ayırmaya
Şimdi artık gözyaşları gereksiz akmamalı
Alışmalı kendi yaramızı kendimiz sarmaya”
Ülkemizde plağı sevilen sanatçı televizyona çıkar. Programı başarılıysa bir anda milyonların sevgilisi olur ve gazino patronlarının ilginç teklifleriyle sahneye adım atar. Artık üne ve servete kavuşan sanatçı zirvededir. Sezen Aksu için de müzik kuralları geçerli oldu.
Birden ünlü olmak Sezen Aksu’yu şaşırttı. Nasıl davranması gerektiğini saptamak zorunluluğu özgür yaradılışına ters düşüyordu.
“Halka mal olmuş sanatçıların belli kalıplar içinde yaşamasının ne kadar zor olduğunu anlamak beni yıktı. Ne kadar doğal olsam da bu çevremdekilerin diledikleri gibi yorum yapmalarını engellemiyordu. Fakat diğer yandan sevilmek, bu sevgiyi hissetmek de alabildiğine güzel bir duygu…”
Hayranları tarafından “Minik Serçe” diye adlandırılan sanatçının rakiplerini geride bırakarak zirveye çıkmasının birçok nedeni var. Doğuştan güçlü bir beste yeteneği, haklın kulağına hoş gelen anlamlı sözleri, güçlü yorumu… İşte bu nedenleri sıralayarak Sezen Aksu‘nun bileğinin gücüyle bugünkü yerine geldiğini açıklamış oluruz.
Haber: Aydan Sümercan
05 Kasım 1978 – Milliyet
