Beşiktaşlı Sergen Yalçın, telefonla aradığı babasına, “Beşiktaş kampına katılmam” dedi.
Baba Özer Yalçın, “Rezil olduk”
Beşiktaş’ta Sergen Yalçın sorunu yeni boyutlara uzanmaya başladı. “Bizi ele güne rezil ettiler” diyen baba Özer Yalçın, Beşiktaş yönetimini eleştirerek şöyle konuştu; “Fulya’da bir ev alacaktık. Evin sahibi bizden 15 gündür para bekliyor. Ama Beşiktaş’tan şimdiye kadar kırk para alamayınca, hayal ettiğimiz ev uçup gitti. Bunun başlıca sorumlusu da Süleyman Seba’dır. Biz dilenmiyoruz, hakkımız olan parayı istiyoruz.”
Sergen Yalçın telefonda ağladı

Sergen’le telefon görüşmesi yaptığını ve oğlunun olayı duymasından sonra hüngür hüngür ağladığını da sözlerine ekleyen Özer Yalçın, Sergen’le aralarında geçen konuşmayı şöyle anlattı; “Evi alamadığımızı duyunca, sinirinden ağlamaya başladı. Ve yönetime söyle, sezon başında Beşiktaş kampına katılmayacağım. Bunu herkes böyle bilsin. Ya paramızı verirler ya da benden vazgeçerler. Moralim sıfır.”
Galatasaray ve Fenerbahçe de istedi
Özer Yalçın, Sergen’in Galatasaray, Beşiktaş ve Kocaelispor’dan aldığı teklifleri de hatırlatarak, “Galatasaray ve Fenerbahçe, aracılar koyarak ısrarla Sergen’i istedi. Ama biz önce Beşiktaş dedik. Sergen telefonda, Kocaelispor’un teklifini kabul etmediğine pişman olduğunu, bazı sözlere inanmakla hata yaptığını söyledi” şeklinde konuştu.
Keçeli; Beşiktaş sözünü tutar
Beşiktaş Yönetim Kurulu Üyesi Metin Keçeli, Sergen Yalçın’ın babasına iki öneri sunduklarını söyleyerek, “İlki 30 Hazirandan başlamak üzere, 30 Temmuz ve 30 Ağustos tarihlerinde 500’er milyonluk üç çek teklif ettik. Diğer teklifimiz ise, yılbaşına kadar 6 çek şeklindeydi. İkisini de kabul etmedi ve paramızı isteriz diye tutturdu” dedi.

Beşiktaş’ta kimsenin parası kalmadı
Metin Keçeli, Beşiktaş’ta kimsenin parasının kalmadığını hatırlatarak şöyle konuştu; “Sergen’in babasının tutumuna anlam veremedik. Kimin parası Beşiktaş’ta kalmış ki onların ki kalsın. Birtakım prensiplerimiz var. Bunun dışına çıkamayız. Beşiktaş verdiği sözü tutmuştur. Sergen’in babasının yaptığı iş değildir.”
23 Haziran 1993 – Hürriyet